Usmanbaş'ın Müziğindeki Görsel Unsurlar
Usmanbaş’ın müziğini besleyen en önemli unsurlardan biri, farklı disiplinlerle kurduğu ilişkidir. 12 ton tekniği, dizisel müzik ve açık yapıt uygulamaları gibi müziğin sınırlarını sorguladığı pek çok çalışmasında onun bu dışa dönük ve çok yönlü sanatsal anlayışının izleri görülebilmektedir. Bu noktada Usmanbaş’ın en çok şiirle ilişkisi göze çarpmaktadır. Ertuğrul Oğuz Fırat’ın şiirleri üzerine bestelediği 1952 tarihli “Üç Müzikli Şiir”i 12 ton tekniğinin erken örneklerinden biridir. William Carlos Williams’ın “Metric Figure”ü (1958), Stéphane Mallarmé’nin “Un coup de dés”si (1959) ve Paul Eluard’ın “Repos d’été”si (1960) için yazdığı eserleri ise dizisel müzikle birlikte rastlamsal uygulamaların ipuçlarını vermeye başladığı bir döneme karşılık gelmektedir. Besteci 1970 yılında ise çağdaş Türk şiiriyle zamansal bir uyum yakalamıştır. İkinci Yeni Akımı’nın temsilcileri İlhan Berk (Şenlikname), Ece Ayhan (Bakışıksız bir Kedi Kara) ve Behçet Necatil’in (Kareler) şiirleri ile rastlamsal, grafik notasyon ve açık yapıt öğelerini kullandığı eserlerini hayata geçirmiştir.
Usmanbaş’ın şiirle kurduğu bu yakınlık, tarihsel süreçte yolları sıklıkla kesişen şiir-müzik ilişkisinden oldukça farklıdır. O şiiri, anlamsal bir atmosfer yaratmaktan çok üzerinde çalıştığı yazım tekniğinin olanaklarını genişletecek, müzikle arasında koşutluk kuracak, şiirin mantığını müziğin mantığına dönüştürecek şekilde ele almıştır. Ancak daha da önemlisi Usmanbaş’ın bu ilişkiyi kurgularken görselliği de önemli bir bağlantı aracı olarak görmesidir.
Öyle ki “Üç Müzikli Şiir”de yakaladığı parça-bütün ilişkisini, resim sanatında objenin görünmeyen yönlerini bize göstermeye çalışan kübist resimlerle ilişkilendirerek açıklamaktadır. Williams’ın “Metric Figure”ündeki kısa metninş 7 dakikalık bir müziğe dönüştürürken, sözcüklerin ve bu sözcüklerin yarattığı imgelerin zaman içinde zihinde yankılanmasından bahsetmektedir. Mallarmé’nin şiiri zaten kendi başına uzamsal boyutuyla birlikte tasarlanmış bir metindir. İlhan Berk’in “Şenlikname”si ise görsel bir hikaye anlatmaktadır; bir 16.yy Osmanlı minyatürünün düz yazıyla, şiirin yapısal düzenini sorgulayacak biçimde yeniden canlandırılmasıdır. Berk’in bu öyküsel metnini Usmanbaş, kendi deyimiyle müziğinde ‘şenlik havasını verecek bir ilüstrasyona’ dönüştürmüştür. Besteci, “Kareler” ve “Bakışsız bir Kedi Kara”da da görüntü öğesini kullanmıştır. Bunlar, gözün sayfa üzerinde kaymasıyla oluşan değişkenliği temel alarak yazdığı müziklerdir.
1960’lardan sonra Usmanbaş, özellikle büyük ölçekli eserleri için taslak çizimler yapmaya başlamıştır. Müzikal bir fikrin imgesel temsili, sesin hareketinin uzamsal karşılığı olan bu çizimler bestecinin yaratım sürecinde görsel olana verdiği önemin bir başka göstergesidir. Kimi zaman renkli, kimi zaman ince ve kalın değerleriyle bu taslaklar, müziği konsantre edilmiş bir formda sunmaktadır.
Dali’den Üç Resim, Usmanbaş’ın taslak üzerine yaptığı çalışmaların erken örneklerden biri olması dolayısıyla da dikkat çekmektedir. Ertuğrul Oğuz Fırat’a yazdığı bir mektubunda eserin ortaya çıkış sürecini ve taslakla çalışmanın detaylarını şu sözlerle açıklamaktadır:
“Kompozisyonuna başlamaya karar verdikten sonra, ilk taslak yaptım – şekillerle, notasız ve kıymetsiz. Birkaç zamandan beri bu şekilde bir taslakla başlıyorum kompozisyona. Genel yapı belirmiş oluyor. […] önceden tasarlanmamış bir şekilde, taslaksız başlamak beni başarıya daha doğru yoldan götürür, diye düşünmüştüm, olmadı, ses ve ritim dizilerim üzerinde gerektiği gibi ölçüp biçemedim, böylece şimdi içinde bulunduğum sıkıntıyı çekiyorum. Ama değiştirmeyeceğim bu yolu. Klee’nin bir lafı var: ‘Hiçbir tablomu yarım bırakmam, hepsinin götüreceği bir yol vardır’ der. Böylece, şimdilik sıkıntı içinde bile olsa ben de devam edeceğim, Dali III’den yakınma, belki bir iki mektup daha sürer bu, sonra kesilir ister istemez.”
(İlyasoğlu, Evin. 2011. İlhan Usmanbaş Ölümsüz Deniz Taşlarıydı, YKY, s.128.)
Usmanbaş'ın Müziğindeki Diğer Resimler
Şiirler kadar çok sayıda olmasa da, Usmanbaş’ın müziğini beli başlı resimler ve ressamlarla ilişkilendirdiği başka çalışmaları da bulunmaktadır. Bunların ilki Hindeminth ve Bartok etkisiyle yazdığı 1947 tarihli Yaylı Dördül’dür. Eserin son bölümü aksak tartıların kullanıldığı bir çeşitlemedir. Türk halk müziği ölçüleri, Karadeniz yöresi kemençe tınıları ve uzun hava ezgileri katılmış olan bu bölüm Henri Matisse’in (1869-1954) resimlerinin etkisi ile oluşmuş 1-2 dakikalık kısa parçalardır. Burada ressamın kullandığı parlak renklerin, süslemeler ve kıvrımlı çizgilerin daha çok bir esinlenme yolu ile müzikal olana yansıdığı görülmektedir.
Usmanbaş’ın müziğine yansıtmak istediği bir diğer sanatçı, resimlerindeki kinetik etki ve minimalist unsurlarından etkilendiği Victor Vasarely’dir (1906-1997). Besteci 1988 tarihli “Perpetuum Immobile-Perpetuum Mobile”nin birinci bölümü için ressamın siyah-beyaz serisinden bir çalışmasını kullanmıştır. Bu resimdeki şekil ve zemin arasındaki gelgitler müzikal karşılığını, enstrümanların sesleri birbirinden devralmasıyla bulmaktadır. Sadece üç akor kullanarak hem bir devinimin hem de hareketsizliğin tanımını yapmaya çalışmıştır. Partisyon üzerinde notaları biçimlendirirken de yine resimle paralellik kurduğu görülmektedir. Besteci daha sonra bestelediği Görsel “Üçül/Trioptic” (1990) ve “Üçül Solo/Trio” (1991) eserlerini ise Vasarely’nin üçüncü boyut etkisinin vurgulandığı Gestalt serisi ile ilişkilendirmektedir.